31 Ekim 2017 Salı

Korkularımız

Gelecek korkusu, ölüm korkusu, örümcek korkusu, yükseklik korkusu, kim ne dedi korkusu, aşk korkusu, yeterince iyi olamama-yargılanma-el alem korkusu… Hepimizin bir takım korkuları var. "Ben hiçbir şeyden korkmam" diyenler, daha o şeyle karşılaşmadılar büyük olasılıkla... Korkularımız aslında kötü değiller. Bir görevleri de bizi korumak. Önemli olan hiçbir şeyden korkmamak da değil zaten. Bir miktar korku, soğuk havada battaniye, sıcak yaz günlerinde soğuk limonata gibidir. Değerli üstadım Sri Sri Ravi Shankar’ın söylediğine göre, “ölüm korkusu yaşamı devam ettirir, hata yapma korkusu, doğruyu korur, hastalık korkusu hijyen sağlar, ıstırap korkusu bizi hakkani kılar.”

Biz, gözümüze perde, yolumuza engel, ayağımıza bağ olarak bizi bulunduğumuz yerden bir yükseğe sıçratmayan, bizi bizden uzaklaştıran ve o muhteşem potansiyelimizi yaşamamıza engel olan korkularımızdan ve bunlarla nasıl başa çıkabileceğimizden bahsedeceğiz.

Tony Robbins’e göre, eğer önemli kararlar alamıyorsak bunun en temel sebebi; “dener ve başaramazsam yetersiz olurum ve kimse beni sevmez” korkusu... Korku uzmanlarından öğrendiğim, derlediğim kadarıyla anladıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.  

1- Yalnız değilsiniz. Herkesin korkuları var. Bu bilgi çok basit gibi görünse de aslında son derece önemli. İnsanın doğasında var korku.

2- Korkularınızı tanıyın: Tam olarak nelerden korkuyorsunuz? Tam olarak nelerden korktuğunuzu bilirseniz, yolun büyük kısmını tamamladınız demektir. Korku, bilginin olmadığı yerde var olabilir. Örneğin, uçma korkusunu deştiğiniz zaman, aslında, esasında ölümden korktuğunuz için uçağa binemiyor olabilirsiniz. Ölümü araştırmaya, hakkında bilgi edinmeye başlamak bu korkunuzu hafifletebilir.

3- Korkunuzla iletişime geçin. Korkunuzun sizi bulunduğunuz yerde tutmak istemesinin bir sebebi var. Boş yere sizi krize sokmuyor. Korkular bizde hoş hisler yaratmasalar da onlar aslında bizimle iletişim kurmak isteyen, durup dinlemediğimiz yanımız. Ama "bu duygudan hoşlanmıyorum ve bir an önce kurtulmak istiyorum" demek yerine korkuyu hissettiğinizde işler değişecek. Gözlerinizi kapatın ve korkuyu gözlemlemeye başlayın. Önce fiziksel hislerinizi fark edin. Bedeninizde neler olduğunu, kalp atışlarınızı ve nefesinizin ritmini fark edin. Bir kaç derin nefes alıp verin ve korkunuza şu soruyu sorun "Bana ne anlatmaya çalışıyorsun?” Bilinçaltınız sizi korumaya çalışır. Sizi korumak için de duyguları mesaj olarak gönderir. Size bünyenizin vermeye çalıştığı mesajı aldığınız zaman, frekansları azalır.  (Örneğin, hastalık korkusu, bir süredir ihmal ettiğiniz sağlığınıza iyi bakmanızı istiyor olabilir sizden. Ölüm korkusu, hayatı doya doya yaşamadığınızın bir sinyalini veriyor olabilir veya yalnızlık korkusu kendinizde dost olmanızı ve onu çok sevmenizi öğütlüyor olabilir.) Bu, bu demektir değil. Sadece her korkunun size özel bir uyarı mesajı olduğunu bilmenizde fayda var.

4- Korkunuzla kendinizi kimliklendirmeyin. Yani, bu zihninizdeki sesler (“gelecekte ne olacak?”, “ya başaramazsam?”, “yalnız kalırsam”, “ya felakete sürüklenirsem?” vb. düşünceler) ve bu vücudumda "korku" olarak oluşan his (kalp çarpıntısı, el telemesi, gerilim vb.) "ben" değilim. Onu kendinizden ayırmak için, korkunuza bir isim de takabilirsiniz. “Tulumba”, “Çaki”, “Domdom” gibi...  Bu korkuyu her deneyimlediğinizde "a Çaki sen mi geldin? Buyur otur" diyebilirsiniz. Onu kendinizden ayırdığınız zaman, onu kabul etmek, gözlemlemek ve bu duyguya kapıldığınızda aklınızdan geçen düşünceleri fark etmek çok daha kolaylaşır. Korkuyu gözlemledikçe tınısı azalır. Çünkü gözlemleyen haliniz, korkan halinizden çok daha kuvvetlidir.

5- Korkunuzla yüzleşin. Korku, gerçek gibi görünür fakat göz göze geldiğinizde aslında sahte olduğunu fark edersiniz. (Fear=False Evidence Appearing Real, yani Gerçek Gibi Görünen Sahte Kanıt)

6- Korku, sevginin var olmadığı yerde kendini var edebilir. Gelecek korkunuzu gelecek sevgisiyle, yaşlanma korkunuzu bilgelik sevgisiyle, ilişkilerle ilgili korkularınızı kendinize olan sevginiz ve güveninizle değiştirin. Bunun için en etkin yollardan biri meditasyon ve kendini anlama yolu esasında.

7- Bu korkuyu yendiğiniz zaman neler olacağını düşünmeye başlayın. Neler değişecek hayatınızda? Bu korkunuz olmadığı zaman nasıl olacaksınız? Neleri farklı yapacaksınız? Nasıl yürüyecek, nasıl konuşacaksınız?

8- Kim daha büyük? Siz mi, korkunuz mu? Kara kurtla beyaz kurtun hikayesini  hatırlayın:

Bilge bir Kızılderili reisi torunuyla birlikte, kabilelerini koruyan siyah ve beyaz kurdun boğuşmasını izlerler. Torunu neden kabileyi korumak için neden iki kurda ihtiyaç olduğunu sorar. Reis, onların iyilik ve kötülüğün birer simgesi olduğunu, iki kurdun bu kavgalarının ona her zaman insanın içindeki iyilik ve kötülüğün mücadelesini hatırlattığını söyler torununa. Torunu merak eder sorar: “Peki hangisi kazanır bu kavgayı?” Reis cevap verir: “Hangisini beslersek evlat...”

Korkunun kendisine odaklanırsanız, korkunuzu büyütürsünüz. Oysa onu gözlemlerseniz, sizi ne konuda uyardığını anlamaya odaklanırsanız, bu korku ufalır. 

Korkularınızla cesurca karşılaştığınız bir hafta olsun!  :) 















2 yorum: