Gelecek korkusu,
ölüm korkusu, örümcek korkusu, yükseklik korkusu, kim ne dedi korkusu, aşk korkusu, yeterince iyi olamama-yargılanma-el
alem korkusu… Hepimizin bir takım korkuları var. "Ben hiçbir şeyden
korkmam" diyenler, daha o şeyle karşılaşmadılar büyük olasılıkla...
Korkularımız aslında kötü değiller. Bir görevleri de bizi korumak. Önemli olan hiçbir şeyden korkmamak da değil zaten. Bir miktar korku, soğuk havada battaniye, sıcak yaz günlerinde soğuk limonata gibidir. Değerli
üstadım Sri Sri Ravi Shankar’ın söylediğine göre, “ölüm korkusu yaşamı devam
ettirir, hata yapma korkusu, doğruyu korur, hastalık korkusu hijyen sağlar,
ıstırap korkusu bizi hakkani kılar.”
Biz, gözümüze
perde, yolumuza engel, ayağımıza bağ olarak bizi bulunduğumuz yerden bir
yükseğe sıçratmayan, bizi bizden uzaklaştıran ve o muhteşem potansiyelimizi
yaşamamıza engel olan korkularımızdan ve bunlarla nasıl başa çıkabileceğimizden
bahsedeceğiz.
Tony Robbins’e
göre, eğer önemli kararlar alamıyorsak bunun en temel sebebi; “dener ve
başaramazsam yetersiz olurum ve kimse beni sevmez” korkusu... Korku uzmanlarından
öğrendiğim, derlediğim kadarıyla anladıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
1- Yalnız değilsiniz.
Herkesin korkuları var. Bu bilgi çok basit gibi görünse de aslında son derece
önemli. İnsanın doğasında var korku.
2- Korkularınızı
tanıyın: Tam olarak nelerden korkuyorsunuz? Tam olarak nelerden korktuğunuzu
bilirseniz, yolun büyük kısmını tamamladınız demektir. Korku, bilginin olmadığı
yerde var olabilir. Örneğin, uçma korkusunu deştiğiniz zaman, aslında, esasında
ölümden korktuğunuz için uçağa binemiyor olabilirsiniz. Ölümü araştırmaya,
hakkında bilgi edinmeye başlamak bu korkunuzu hafifletebilir.
3- Korkunuzla
iletişime geçin. Korkunuzun sizi bulunduğunuz yerde tutmak istemesinin bir sebebi var. Boş yere sizi krize sokmuyor. Korkular bizde hoş hisler yaratmasalar da onlar aslında bizimle iletişim kurmak isteyen, durup dinlemediğimiz yanımız. Ama "bu
duygudan hoşlanmıyorum ve bir an önce kurtulmak istiyorum" demek yerine
korkuyu hissettiğinizde işler değişecek. Gözlerinizi kapatın ve korkuyu gözlemlemeye başlayın. Önce fiziksel hislerinizi fark edin. Bedeninizde neler olduğunu, kalp atışlarınızı
ve nefesinizin ritmini fark edin. Bir kaç derin nefes alıp verin ve korkunuza şu soruyu sorun "Bana ne anlatmaya çalışıyorsun?” Bilinçaltınız sizi
korumaya çalışır. Sizi korumak için de duyguları mesaj olarak gönderir. Size
bünyenizin vermeye çalıştığı mesajı aldığınız zaman, frekansları azalır. (Örneğin,
hastalık korkusu, bir süredir ihmal ettiğiniz sağlığınıza iyi bakmanızı istiyor
olabilir sizden. Ölüm korkusu, hayatı doya doya yaşamadığınızın bir sinyalini
veriyor olabilir veya yalnızlık korkusu kendinizde dost olmanızı ve onu çok
sevmenizi öğütlüyor olabilir.) Bu, bu demektir değil. Sadece her korkunun size
özel bir uyarı mesajı olduğunu bilmenizde fayda var.
4- Korkunuzla
kendinizi kimliklendirmeyin. Yani, bu
zihninizdeki sesler (“gelecekte ne olacak?”, “ya başaramazsam?”, “yalnız
kalırsam”, “ya felakete sürüklenirsem?” vb. düşünceler) ve bu vücudumda
"korku" olarak oluşan his (kalp çarpıntısı, el telemesi, gerilim vb.)
"ben" değilim. Onu kendinizden ayırmak için, korkunuza bir isim de
takabilirsiniz. “Tulumba”, “Çaki”, “Domdom” gibi... Bu korkuyu her deneyimlediğinizde "a
Çaki sen mi geldin? Buyur otur" diyebilirsiniz. Onu kendinizden
ayırdığınız zaman, onu kabul etmek, gözlemlemek ve bu duyguya kapıldığınızda aklınızdan
geçen düşünceleri fark etmek çok daha kolaylaşır. Korkuyu gözlemledikçe tınısı
azalır. Çünkü gözlemleyen haliniz, korkan halinizden çok daha kuvvetlidir.
5- Korkunuzla
yüzleşin. Korku, gerçek gibi görünür fakat göz göze geldiğinizde aslında sahte
olduğunu fark edersiniz. (Fear=False Evidence Appearing Real, yani Gerçek Gibi
Görünen Sahte Kanıt)
6- Korku, sevginin var olmadığı yerde kendini var edebilir. Gelecek
korkunuzu gelecek sevgisiyle, yaşlanma korkunuzu bilgelik sevgisiyle,
ilişkilerle ilgili korkularınızı kendinize olan sevginiz ve güveninizle
değiştirin. Bunun için en etkin yollardan biri meditasyon ve kendini anlama yolu esasında.
7- Bu korkuyu yendiğiniz zaman neler olacağını düşünmeye başlayın. Neler
değişecek hayatınızda? Bu korkunuz olmadığı zaman nasıl olacaksınız?
Neleri farklı yapacaksınız? Nasıl yürüyecek, nasıl konuşacaksınız?
8- Kim daha büyük? Siz mi, korkunuz mu? Kara kurtla beyaz kurtun hikayesini hatırlayın:
Bilge bir Kızılderili reisi torunuyla birlikte, kabilelerini koruyan
siyah ve beyaz kurdun boğuşmasını izlerler. Torunu neden kabileyi korumak için
neden iki kurda ihtiyaç olduğunu sorar. Reis, onların iyilik ve kötülüğün birer
simgesi olduğunu, iki kurdun bu kavgalarının ona her zaman insanın içindeki
iyilik ve kötülüğün mücadelesini hatırlattığını söyler torununa. Torunu merak
eder sorar: “Peki hangisi kazanır bu kavgayı?” Reis cevap verir: “Hangisini
beslersek evlat...”
Korkunun kendisine odaklanırsanız, korkunuzu büyütürsünüz. Oysa onu
gözlemlerseniz, sizi ne konuda uyardığını anlamaya odaklanırsanız, bu korku ufalır.
Korkularınızla cesurca karşılaştığınız bir hafta olsun! :)