27 Kasım 2012 Salı

"Aracı Çakmadan Frene Basmak"


Hiç dikkat ettiniz mi, "Kaza yaptım" diyen azdır, genellikle "araç kaza yaptı" denir. Sanki terminatör bu! Kendi kendini kullanmıyor ya...

Sonra efendime söyleyeyim, "patron manyağın teki", "bizim hanım devamlı söyleniyor", "ekipte iş yok", "kocam dıngıl", "çocuk hiç ders çalışmıyor"... Sen de sütten çıkmış ak kaşık! Hep şikayet, hep bahane, hep aynı sabahlara uyan dur.

Yalan mı ya? Bir kere de değişik bir cevap ver di mi yani? Sürekli söylenen patrona kızmak yerine bir gülümse, ekip arkadaşlarına çatmak yerine onlara abilik/ablalık et...

Tamam yapacaz ama gram tahammülümüz yok ki! Yorgun, argın, biraz da çaresiziz... Hem kendimizden sıkılıyoruz, hem ona kızıyoruz, hem de işin içinden çıkamıyoruz.

Kendi kendimize beş dakika durup bir düşündüğümüz zaman o kadar çok şeyi değiştirmek gerekiyor ki belki, korkup düşünme sürecini hemen kesiyoruz. Kafayı dağıtmak gerek, içmeye çıkıyoruz...

Kendinizi bu durumlarda buluyorsanız, bir meditasyon kursuna katılın. (Bu cuma akşamı biz Fenerbahçe'de başlıyoruz mesela) Başkalarını ve olayları bırakıp bir kendinizle tepişmeye & sevişmeye başlayın...

Kafayı boşaltmak gerek. Çok dolu kafalar... Net düşünemiyoruz. Olayların içinde tepinip duruyoruz ama dışına çıkamıyoruz. Meditasyon, zihninize netlik kazandırır. Berrak bir aynadan ise hayat çok daha farklı görünür...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder