TÜRKİYE’NİN "ÇALIŞAN KADINLARI"
(Erkekler için yazdım)
Bir önceki yazımda, Türkiye’de çalışan
anne olmanın zorluklarını ve erkeklerimizin de bu konuyu iyileştirmek yolundaki
rolünün çok büyük olduğunu yazmıştım. Bu konuyu ısrarla irdelemeye devam
edeceğim.
Bu hafta KAGİDER’in düzenlediği İstanbul'da
gerçekleşen “3. Uluslararası Kadın
Girişimcilik ve Liderlik Zirvesi”ne katıldım. Seneye de katılacağım. Ama bence
erkekler de katılmalı bu konferansa!
Zirve notlarımı da yarın daha detaylı
olarak paylaşacağım. Fakat beni en çok etkileyen şey şu oldu : Kadınların
Türkiye’de ekonomiye katılımı 185 ülke arasında 169. sırada. Bunun yanısıra, 500 şirket
arasında yapılan araştırmanın gösterdiğine göre, yönetim kurulunda en az 2
kadın yöneticisi olan şirketler çok daha başarılı! Yani kadınların ülke
ekonomisini destekleyici potansiyelleri inanılmaz! "Bunu ülke olarak bizim de
kullanmamız gerekmez mi!?" diye kendime sordum ve yapım gereği bu sorumluluğu
üzerimde de hissettim.
Eskiden erkekler avlanıyorlar,
kadınlar kızartıyorlarmış. Fakat devir değişti. Şimdi kadınlar hem avlanıyor
hem kızartıyorlar. E, erkeklerimiz de takdir ederler ki, şirketler kadınlarla
çok daha neşeli, renkli. Fakat sorumluluk fazla binince kadınlarımız bu yükün
altında eziliyor, mutsuz oluyorlar. Hatta depresyonun eşiğine geliyorlar.
Türkiye’deki kadınların çoğu antidepresanlarla ayakta.
Kadınlarımızı daha mutlu etmek
istiyorsak, erkekler kafa kafaya verip çok basit birkaç değişiklik
yapabilirler. Mesela :
- Evdeki
işleri (anneleri şu ana dek öğretmemiş olsa bile) eşlerinden öğrenip bölüşmek.
Kadınlar da bayıla bayıla toz almıyorlar, inanın!
Benim kocam da evde perde asarak
büyütülmemiş sonuçta. Ama artık evimizi birlikte temizliyoruz. Bulaşık
makinesini de boşaltıyor, yatağı da yapıyor, gerektiğinde çamaşırları da
asıyor.
Bana evlenmeden önce “ben sana
bakarım” dedi. Ama çalışma aşkımı görünce, tam canım burnuma gelip de pes
etmenin eşiğine geldiğim zamanlarda beni vazgeçmemem için yüreklendirdi,
popomdan ittirdi. Bence o, dönemin en modern, en gelişime açık erkeklerinden.
Kendisiyle eşim olduğu için gurur duyuyorum.
- Çocuğunuzla
eşit derecede ilgilenerek. Veli toplantılarına kardeş payı katılarak, gece
ağlıyorsa bazı geceler kalkarak. Bebeğinizin altını temizleyerek.
- Kadınlarının
başarılarıyla gurur duyarak, onlarla heyecanlanıp, onlara arka çıkarak.
- Aileleri
için yaptıklarından dolayı onları onurlandırıp, sık sık bunu hatırladıklarını
belli ederek.
“Sus kız!”, “Kır dizini otur aşşaaa!”
devri geçti dostlar...
Modern Türk erkekleri, gelin
kadınlarımızı depresyondan çıkaralım. Mutlu aileler ancak desteklenen, takdir
gören ve neşesi yerinde kadınlarla birlikte mümkün olabilir.
Öyle değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder