9 Kasım 2012 Cuma

"SUS KIZ!"






TÜRKİYE’NİN "ÇALIŞAN KADINLARI"
(Erkekler için yazdım)

Bir önceki yazımda, Türkiye’de çalışan anne olmanın zorluklarını ve erkeklerimizin de bu konuyu iyileştirmek yolundaki rolünün çok büyük olduğunu yazmıştım. Bu konuyu ısrarla irdelemeye devam edeceğim. 

Bu hafta KAGİDER’in düzenlediği İstanbul'da gerçekleşen “3.  Uluslararası Kadın Girişimcilik ve Liderlik Zirvesi”ne katıldım. Seneye de katılacağım. Ama bence erkekler de katılmalı bu konferansa!

Zirve notlarımı da yarın daha detaylı olarak paylaşacağım. Fakat beni en çok etkileyen şey şu oldu : Kadınların Türkiye’de ekonomiye katılımı 185 ülke arasında 169. sırada. Bunun yanısıra, 500 şirket arasında yapılan araştırmanın gösterdiğine göre, yönetim kurulunda en az 2 kadın yöneticisi olan şirketler çok daha başarılı! Yani kadınların ülke ekonomisini destekleyici potansiyelleri inanılmaz! "Bunu ülke olarak bizim de kullanmamız gerekmez mi!?" diye kendime sordum ve yapım gereği bu sorumluluğu üzerimde de hissettim.  

Eskiden erkekler avlanıyorlar, kadınlar kızartıyorlarmış. Fakat devir değişti. Şimdi kadınlar hem avlanıyor hem kızartıyorlar. E, erkeklerimiz de takdir ederler ki, şirketler kadınlarla çok daha neşeli, renkli. Fakat sorumluluk fazla binince kadınlarımız bu yükün altında eziliyor, mutsuz oluyorlar. Hatta depresyonun eşiğine geliyorlar. Türkiye’deki kadınların çoğu antidepresanlarla ayakta.

Kadınlarımızı daha mutlu etmek istiyorsak, erkekler kafa kafaya verip çok basit birkaç değişiklik yapabilirler. Mesela : 

-       Evdeki işleri (anneleri şu ana dek öğretmemiş olsa bile) eşlerinden öğrenip bölüşmek. Kadınlar da bayıla bayıla toz almıyorlar, inanın!

Benim kocam da evde perde asarak büyütülmemiş sonuçta. Ama artık evimizi birlikte temizliyoruz. Bulaşık makinesini de boşaltıyor, yatağı da yapıyor, gerektiğinde çamaşırları da asıyor.

Bana evlenmeden önce “ben sana bakarım” dedi. Ama çalışma aşkımı görünce, tam canım burnuma gelip de pes etmenin eşiğine geldiğim zamanlarda beni vazgeçmemem için yüreklendirdi, popomdan ittirdi. Bence o, dönemin en modern, en gelişime açık erkeklerinden. Kendisiyle eşim olduğu için gurur duyuyorum.

-       Çocuğunuzla eşit derecede ilgilenerek. Veli toplantılarına kardeş payı katılarak, gece ağlıyorsa bazı geceler kalkarak. Bebeğinizin altını temizleyerek. 

-       Kadınlarının başarılarıyla gurur duyarak, onlarla heyecanlanıp, onlara arka çıkarak.

-       Aileleri için yaptıklarından dolayı onları onurlandırıp, sık sık bunu hatırladıklarını belli ederek.

“Sus kız!”, “Kır dizini otur aşşaaa!” devri geçti dostlar...

Modern Türk erkekleri, gelin kadınlarımızı depresyondan çıkaralım. Mutlu aileler ancak desteklenen, takdir gören ve neşesi yerinde kadınlarla birlikte mümkün olabilir.
Öyle değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder