MODANIN ÖTESİNDEKİ YOGA
Yoga, haftada bir iki kere derse gidip,
vücudunu esnetip iki nefes almak mı ki acaba? Hiç yoktan iyidir ama ben ona
naçizane “sosyete yogası” diyorum. Batı, yine
her zamanki “fast food” anlayışıyla kısa yoldan esneme hareketlerini ve bir iki
nefesi sofraya getirip, işin esasını çöpe atmaya yatkın.
Yoga, 5000 sene öncesine dayanan kadim
bilgelik yolu. Kelime anlamı olarak “yuj” kökünden geliyor. Birleşmek demek.
Beden, zihin ve ruhun birarada uyum içinde, dengede olması. Eskiden yoganın
esneme hareketleri bölümü (asanalar), uzun süre meditasyonda rahatça
oturabilmek için yapılırmış. Yogada nihai hedef meditatif bir zihin durumu.
Fiziksel hareketler sadece araç. Fazla abartıldığı zaman da fiziksel boyutta
kalakalıyor insan, hırs haline bile gelebiliyor adeta, “baaak sen bunu
yapabiliyor musuun?” şeklinde. :)
Yoga yolu, insanı varoluşunun tüm
potansiyelini yaşamaya yönlendiren bir yaşam biçimi, yaşama bakış açısı. İlla
tepetaklak hareketleri yapabilmek gerekmiyor yogi olmak için. Öyle olsa,
akrobasinin diğer adı yoga olurdu. Yaşama karşı taktığı gözlükler insanı gerçek
bir yogi yapıyor. Yogi olmak, insani değerlerini hatırlayarak, bize verilen bu
hayatın değerini kavrayarak, hayat sevinci ve zihin dinginliği ile yaşamak
demek. Yogaya başlamanın yaşı yok, kilosu, esneklik önkoşulu da yok.
Batı’da moda olan haliyle yoga, “hatha
yoga”, yoga esneme hareketlerini (asana) ön planda tutuyor. Yoganın daha pek
çok kolları var. Mesela Gyana Yoga (yoganın bilgi, sohbet bölümü), Karma Yoga
(yoganın hizmet öğretisi), Bhakti Yoga (adanmışlık yolu)...
Hatha yoga, fiziksel dengede kalmak
için son derece önemli ve gerekli. Fakat herkese, yapabildiği kadarı gerekli.
Yoga, yaşam biçiminizi, olumsuz davranışlarınızı değiştiriyor mu,
çocukluğunuzda yaşadığınız sevinç dolu duygulara kavuşuyor musunuz, daha huzurlu,
daha iyi, yaşama bağlı bir insan oluyor musunuz siz ona bakın...
Biz
ne kadar yazsak çizsek da gerçek
anlamda deneyimleyince tadını damağında bırakıyor yoga...Bizimkilerin
maceralarını dinlemek isterseniz :
http://srisriyogilerindiliyle.blogspot.com/
Yogayı
bütünselliğiyle öğrenmek isteyenler buraya!!
YOGİK ÖNERİLER :
- Haftada bir gün taze sebze-meyve sularıyla detoks yapın.
- Günde 2 kere meditasyon yapın.
- Bir yoga eğitmeninden güneşe selam serisini öğrenin. Hergün uygulayın.
- Hergün nefes egzersizleri yapın.
- Patanjali’nin Yoga Sutralarını okuyun.
- Sık sık doğaya çıkın.
- Akşam yatmadan önce gününüzü gözden geçirin, kendinizle hesaplaşın.
- Gün içinde nefesinize eşlik edin.
- Olumsuz duygularınızı gözlemleyin.
- 1 hafta vejeteryan takılın.
- Sigarayı bırakın.
- Hepsinden de öte, Art of Living Workshoplarına katılın!!!
TEMCİT PİLAVI
MODANIN ÖTESİNDEKİ YOGA VOL.2
“If you always do what you always
did, you will always get what you always got.” Jackie “Moms” Mabley
“Her zaman yaptığını yapmaya
devam ettiğin sürece her zaman aldığın sonuçları alırsın.” Jackie “Moms” Mabley
Formul basit. Memnun değilsen,
değiştir.
Üniversite yıllarımda, Buddha’nın
“yaşamak eziyetlidir” sözünü duyunca çok sinirlenmiştim. “Hadi be ordan sen de
Buddha kardeş, n’aptın ya, var mı yaşamaktan daha güzeli?!” diye geçirmiştim
içimden.
Ana, sonra bir başladım kendi kafamda
olup biteni izlemeye, yandım Allah! İstediğim bir şey oluyorsa seviniyorum,
olmuyorsa üzülüyorum. Biri bana güzel birşeyler söyler, pohpohlarsa, o gün iyi
not alırsam seviniyorum, yok kilo alırsam, biri beni iteklerse, canımı sıkarsa
gece uykularım kaçıyor. Yok hastalanıyorum, yok endişeleniyorum, yok adet
öncesi sancılanıyorum, yok hormonlarım tavan yapıyor, arızaya bağlıyorum. Hep
aynı, bir girdapta yaşayıp gidiyorum. Hiç içinden çıkmadan, hiç başkalarını
önyargılarken dönüp de kendi popoma bakmadan...
Gözlemledikçe kendimden sıkılmaya
başlıyorum… Tam “bir çıkış yolu olmalı!!” diye dövünürken, tabii ki yolum
Buddha’ya, Krishna’ya, Mevlana’ya ve yogaya düşüyor… Düşüş o düşüş, ordan
sonrası çıkış artık... Uzun ince bir yolda, derdi kendine dönmüş, külahını
önüne almış, aciz bir çıkış…
Hergün aynı güne uyanıp, aynı şeylere
sinirlenip, hayıflanmıyor muyuz? Aynı tas aynı terane. Bir çıkıp baktın mı,
bütün gerçekliğiyle cascavlak karşında hayat. Eee, peki ya neden tekmeyi
savuramıyoruz eski alışkanlıklara o zaman? Kilo vermek isteyip kontrolsüzce
yemeye devam etmeler, işinden şikayetçi olup binbir söylenmeyle güne
başlamalar, her gün “bugün sigaraya son!” deyip deyip tekrar başa sarmalar?
Zihnimiz egomuzla bir olup ipleri ele
almış, bizi döndürüp duruyor parmağında. İstediği yere çekiştiriyor işte.
Şeytan dedikleri bu olsa gerek. Çıkmak isteyip içimizden çıkaramadığımız
alışkanlıklar. Bu zihinsel döngüler hayatımızı dört bir tarafa savururken, biz
izleyip “ah vah vah”lanıyoruz. Kendi gücünü unutmuş, şeytanına kul olmuş bir
Tanrı gibi. Yogada zihnin bu temcit pilavı hareketine “samsara” deniyor.
Yoga, uyuyan o Tanrıyı uyandırma yolu
işte...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder