Özgürlükler
ülkesi bizim ülkemiz! Özgürlüğe nasıl baktığına bağlı olarak, mesela mecliste tavana çiğ
köfte atma özgürlüğü var. E daha bi' dolu özgürlükler var.. Kafa bozuldu mu bir
yumruk patlatma özgürlüğü, bağırıp çağırma özgürlüğü, kadınları susturma,
pusturma ve aşağılama özgürlüğü...
Ammaaa konu ifade özgürlüğüne geldi mi,
orda dur! Kendini ifade etmeye kalkan hapse giriyor yıllardır. Politikayı,
medyayı geçtim, halk arasında da müthiş bir “Aman söyleme şimdi ayıp olur”,
“sus yahu idare et işte”cilik had safhada... Bence Osmanlı’dan miras kalan
alışkanlıklardan...
E ne oldu? Söylemedin, içinde
biriktirdin biriktirdin, gittin sonra dedikodusunu yaptın orda burda. E, o daha
ayıp!..Söyleyecek neyin varsa uygun bir dille söyleseydin ya içinde
patlayacağına onca mesele...
Dedikodunun iyi birşey olmadığını
çoğumuz bilsek de gerçekleri söylemekten korkuyoruz çoğu zaman. Bence dedikodu
sigara içmek gibi. Kurtulamadığın bir zehri, zehir olduğunu bile bile
bırakamıyorsun, içine içine çekiyorsun.
Söylemek istediğini nasıl ifade
edeceğini bilmeyen ve buna alıştırılmamış insan, içini muhattabına
boşaltamayınca dedikoduya sarıyor. Aslında bana sorarsanız dedikodu, “bu insan
tükaka” demek değil; aksine, “hakkında konuştuğum insanı üstünde konuşarak
vaktimi geçirmeye değer buluyorum” anlamına geliyor.
İnsan kendi hayatında anlam
bulamayınca, başkalarının yaptıklarından anlam çıkarmaya ve değerlerini ona
göre belirlemeye çalışıyor sanki. Böylece hem daha çok dedikodu yapıyor hem de
kendisi hakkında söylenenlerle ömrünü heba ediyor.
Hayata nasıl “anlam” yüklenebilir?
ANLAM yaz 2230’a gönder! (Of ya çok kötüydü bu!..)
Hayata anlam yüklemek “işe yaramak”
ilkesiyle hareket etmek bana sorarsanız.
Bir ideal ve değerler üzerine kurulu bir hayat seçmek kendine.. Her
sabah o motivasyonla uyanmak : “Bugün birşeyleri daha iyiye götürmek için ben
ne yapabilirim?”
Doğayla mı ilgileneyim, sanatla ya da
insan haklarıyla mı, kadın konularını mı ele alayım yoksa çocuklarla ilgili
birşeyler mi yapayım? Bir yerlerde gönüllü mü olayım...Dikkati oraya yönelttik
mi konu çok!..
Bir işe yaradığını, iyi bir amaca
hizmet ettiğini hissetti mi ne kimsenin ne dediğine ayıracak boş vakti olur insanın
ne de söylenenler karşısında ölüp ölüp dirilir bana sorarsanız...
Çok güzel yazmışsın ablamm. Ellerine yüreğine sağlık. Aslında her şeyin cevabı her yerde var. Göremyi duymayı bilene... Ben de bu yazıdan çok güzel cevaplar aldım. İyi ki varsın:)
YanıtlaSil